MENÜ |
|
|
|
|
MAHALLEMİZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Acı Olur Ayrılık,Söz Olur |
|
Söz olur sevgili uzaklaş aşktan,
Nederler sonra,ele güne karşı...
Söz olur sevgili kaç aşktan,
Ne kurtuluşu olur sonra,cümle alem...
Söz olur sevgili kapılma kalbine,
Dinleme onu!
Ne olur sonra,beraber olsak...
Ne olur aşkı yaşasak...
Çalıncada kapımızı ayrılık,
Ne olur sevgili,
Zor olur... |
_____________________________________________________________________________________
Acı sevda |
|
Seni her bitirişimde
Nefesim kesiliyor
Sen tükendikçe bende
Gözlerim karanlıklara bakıyor
Gidişinin mevsiminde
Ortalık yaz bende kış başlıyor
Sen gelsen bile
Ben dönmem
Sen sevmeye karar versen bile
Ben bu yüreği bir daha kanatmam
Senin gelişini düşündükçe
Sevda beni çarmığa geriyor
Bu aşkı kimseye söyleyemesem de
Her bakan anlıyor
Sen gelsen bile
Ben dönmem
Ben yaramı çok kanattım
Canımı çok yaktım
Sevdam acıdıkça ben ağladıkça
Sen bittin
İşte asıl gidiş bu
Ben senden yavaş,yavaş gidiyorum
Geri dönmemek üzere
Sen gelsen yada gelmeyi düşünsen bile
Bu acıların bedeli
Sensizliğin bensizliği. |
|
Handan Koca |
________________________________________________________________________________
Acı Son |
|
Her gece hayallerimle yok olurum bu hayattan
Sen yoksun ya bir ateş düşer şurama
Ağlarım
Ama bilirim gözyaşımın duramacağını
Sonra yıldızlara bakarım, karanlık olur her yer
Korkarım
Sen yoksun ya acır yine sol yanım
Üşürüm
Geceler boyu ve şimdi bitti her şey. |
|
Özge Özkan |
_________________________________________________________________________________
Açık Dilekçe |
|
Görmediğim bir bambaşka durum var
Sizin şehrin kızlarında savcı bey
Yaklaşanı ta yürekten vururlar
Kan kokuyor gözlerinde savcı bey
Gayeleri gönül kırmak dal gibi
Bakışları çifte favül bal gibi
Ülkeler fethetmiş bir kral gibi
Gurur dolu pozlarında savcı bey
Kaş yaparken, göz çıkarır elleri;
Çok silahtan tesirlidir dilleri
Hayret ettim, bir tuhaf ki halleri
Poyraz eser yüzlerinde savcı bey
Derviş olup çıktım tığsız, tebersiz
İlk görüşte avladılar habersiz
Pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz
Kebap oldum közlerinde savcı bey
Bölüştüler gönlüm ile aklımı
Davacıyım, ara benim hakkımı...
Bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı?
Yorulmayın izlerinde savcı bey. |
|
Abdurrahim Karakoç |
___________________________________________________________________________________
Açık Kalmış Gözlerime Bak |
|
Feri çekilmiş çoktan
Ama merak edersen yine de
En son hayal ettiklerini...
Ne bir külah dondurma
Ne pırıl pırıl parlayan o kırmızı bisiklet
Ne uzun zamandır ayaklarımı sıkanların yerine bir çift pabuç
Ne de renk renk balonlar.
Oysa yaslanmak isterdim hem anama hem de babama
Korkmadan koşmak göz alabildiğine yeşil kırlarda
Kuş cıvıltılarının arasında.
Koklamak o artık yerinde olmayan erik ağacının,
Bu zamanlar açması gereken çiçeklerini.
Sonra alıp elime çam kozalağından devemi
Sürmek, hayal bu ya, uzağa çok uzağa
Öyle bir yere ki
Ne çocuklar anasız babasız
Ne de geleceklerini yitirmiş
Ya da yitirmiş düşlerini.
Açık kalmış gözlerime bak
Hayallerini yitirmiş çoktan
Ama merak edersen yine de.
Gözüme düş yerine oturmuş kızıllığa bak. |
|
|
________________________________________________________________________________
Açıklarda |
|
Bir ağızdan çalınan düdükler, kalın kalın,
Boşlukta tos vuracak nokta arayan çığlık.
Koşup, yılanlar gibi üzerinden suların,
Arıyor teknemizi oturacak bir sığlık.
Omuz omza şahlanan dalgalar, büyük büyük,
Bir ses işitip ürkmüş, sürülerle canavar.
Gözlerinde kıvılcım, ağızlarında köpük,
Birbirinin üstünden atlayıp geliyorlar.
Gittikçe boşluklara düşmekteyiz enginde;
Arkadaki sahilse, fosfor bir iz halinde,
Her ân bir parça daha uzaklaşıyor bizden.
Deniz, bu yerde ölüm korkusu kadar derin;
Kocaman bir kuş gibi geliyor peşimizden,
Ruhu, bu kapkaranlık suda can verenlerin... |
|
Necip Fazıl Kısakürek |
_________________________________________________________________________________
Acil Hasta |
|
Yoldan geçerken bir araç
vurdu savurdu kenara...
kırdı hemen her yerini...
koştu gören...insafı olanlar imdâda...
ele alınacak gibi değildi...
bir telaşla...haber verdiler ambulansa...
saatler sonra gelebildi ambulanssa…
ne doktor…ne hemşire!!??
aklı eren bir kimse yok ambulansta
bir şoför…bir sedye sadece!!??
apar topar koydular
yaralı kıvranırken
acılar içinde...sedyeye….
ambulans zar zor çıkabildi caddeye
ve sirenler çalarak
nice tehlikelerden sonra
yetiştirebildi yaralıyı
yarı canlı...hastaneye…
acil servis kapısı…ana baba günü!!
herkes üzgün…
görmek mümkün değil
kimsenin güldüğünü…
yaralı...çığlıklar atarken
ve yalvarırken yardım için…
başucuna gelen görevli
-kızgın kızgın!!??
bakmadan yaralının haline...
aldırmadan çektiklerine...
sormaya başladı;
sosyal güvencen var mı?
sigortalı mısın?
Paran var mı?
Arkan var mı?
Yok deyinince...yaralıyı haşladı!!??
Kimin kimsen yoksa
bekleyeceksin sen...
-beklemek senin yazgın!
sana yardım edemem…
edersem eğer!!??
mevzuat beni de yer!?
Dedi ve ekledi:
Bekle..yorulma beklemekten…
hasta kahrolurken inlemekten.
Hasta bekledi…bekledi.
Kendini kurtaracak yardımseverleri
Bir türlü gelmedi…
Kan kaybı…
dereken kalbi tekledi
ve birkaç yardımsever el
aldı temelli iyileşen hastayı
sükut aracına yükledi…
O gün...
İğreti...eve benzemeyen bir evde
Akşam...babalarını ve
yiyecek getirmesini bekleyen
başka bekleyenlerde vardı
gözleri yollarda...
beklediler...beklediler
bekledikleri gelmedi
her taraf karardı
sordular...aradılar
gözleri kapıda
kulakları seste
hiç kimse haber getirmedi
ve o eve bir daha
sevinç girmedi...
27/08/02 |
|
Kadir Karaman |
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 3 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|